Macaristan lideri Orban’ın ‘barış misyonu’: Moskova’dan sonra Pekin ziyareti
Macaristan lideri Orban ‘barış misyonuna’ devam ediyor. Daha önce sürpriz bir şekilde Kiev ve Moskova’yı ziyaret eden Orban’ın yeni durağı Çin’in başkenti Pekin oldu. Orban, sosyal medya platformu X hesabından, Pekin havalimanının fotoğrafını paylaşarak, “Barış misyonu 3.0. Pekin” diye yazdı.
Çin Merkez Televizyonu’nun haberinde, “Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 8 Temmuz sabahı Pekin’deki Diaoyutai Devlet Konutunda Macaristan Başbakanı Orban’la bir araya geldi” ifadesine yer verildi.
Daha önce Çin Dışişleri Bakanlığı, Şi ve Orban’ın ortak ilgi alanlarına giren konuları görüşeceğini açıklamıştı.
AB DÖNEM BAŞKANLIĞINI DEVRALDI
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler arasında 6 ayda bir dönüşümlü üstlenilen dönem başkanlığını devraldıktan sonra ilk dış ziyaretini Kiev’e yapmış, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenksiy ile görüşmüştü. Ardından Moskova’yı ziyaret eden Orban, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelmişti.
“MOSKOVA ZİYARETİ İÇİN AB’DEN YETKİ ALMADI”
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Orban’ın AB’yi dış arenada temsil etmediğini ve ülkesinin altı aylığına AB Konseyi başkanlığını devralmış olmasına rağmen Rusya’yı ziyaret etmek için Avrupa’dan yetki almadığını vurgulayan açıklamalar yapmıştı.
Ukrayna krizinde AB’den farklı politika sergileyerek sıklıkla ‘Rus yanlısı’ olmakla suçlanan Orban ise Ukrayna’ya barış getirme çabalarının ‘Brüksel bürokratlarının hezeyanı’ nedeniyle başarısız olduğunu belirterek, “Rusya-Ukrayna savaşında barışa giden yolun aranmasında herhangi bir sonuca yol açmayan Brüksel bürokratik saçmalığı tam da budur. Savaşı bitirmek istiyorsak bürokratik değil siyasi bir yaklaşıma ihtiyacımız var” ifadelerine yer verdi.
İNGİLİZ UZMANIN YORUMU: DOĞRU ÖNCELİKLERİ BELİRLİYOR
İngiliz analist Mercouris, Macaristan Başbakanı Orban’ın Rusya lideri Putin ile görüşmesi sonrasında Avrupa’da barışın gerekliliğine ilişkin sözlerinin son derece önemli olduğunu belirtti. İngiliz uzman Aleksandr Mercouris, YouTube kanalından yaptığı paylaşımda Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesi sonrasında Avrupa’da barış gerektiği yönündeki sözlerinin önemine vurgu yaptı. Mercouris, “Bana öyle geliyor ki Orban, Avrupa’da barıştan bahsederken gerçekçi düşünmekle kalmayıp, aynı zamanda doğru öncelikleri de belirliyor. Birçok kişinin Viktor Orban’ı sevmediğini, onu sağcı bir politikacı olarak gördüğünü, onun göç konusuna ilişkin görüşlerine katılmadığını anlıyorum. Ancak Avrupa’da barışın korunması gibi son derece önemli bir konuda kesinlikle doğru konuştuğunu düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
SUİKASTA UĞRAYAN FİCO’DAN BAŞKA DESTEKÇİSİ YOK
Slovakya Başbakanı Robert Fico dışında AB ülkelerinden hiçbir liderin Orban’ın sözlerini olumlu karşılamamasının şaşırtıcı olduğunu söyleyen Mercouris, ayrıca Avrupa Konseyi’nin Orban’ı Moskova’ya Avrupa Birliği’nin bir temsilcisi olarak değil de Macar bir politikacı olarak ziyaret ettiğini vurgulayarak Macaristan Başbakanı’ndan elini tam anlamıya çektiğini hatırlattı.
Orban geçtiğimiz Cuma günü Moskova’yı ziyaret ederek Rusya lideri Putin ile görüşmüştü. Liderler diğer konuların yanı sıra Ukrayna krizini de ele almıştı. Orban, Rusya ziyaretinin ülkesinin çıkarları ve Ukrayna’da barışı sağlama arzusu tarafından belirlendiğini açıklamıştı. Doğu Avrupa’daki çatışmaya çözüm bulmanın bir Hıristiyan olarak görevi olduğunu söyleyen Orban, bu ziyaretin Batı’daki siyasi kariyeri için yol açabileceği sonuçlardan korkmadığını ifade etmişti.
AVRUPA’DA ORBAN RÜZGARI
Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını Belçika’dan devralan Macaristan’ın lideri Orban’ın kurduğu ittifaka İspanya ve Portekiz’den sonra Hollanda ve Belçikalı partiler de katıldı.Belçika’da aşırı muhafazakar Vlaams Belang (VB) ile Hollanda’da Geert Wilders’ın liderlik yaptığı Özgürlük Partisi (PVV), Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın başını çektiği Avrupa Birliği (AB) karşıtı ‘Avrupa’nın Vatanseverleri’ ittifakına katıldı.
VB’nin lideri Tom Van Grieken, X hesabından yaptığı paylaşımda, Orban’ın Avrupa Parlamentosu’nda (AP) kurmaya çalıştığı yeni siyasi grup Avrupa’nın Vatanseverleri ittifakına katıldıklarını duyurdu.
Van Grieken, “Avrupa’da yeni bir rüzgar esiyor. Milliyetçi partiler her zamankinden daha güçlü. Avrupa’mıza sevgimizden dolayı daha az AB ve daha az göç zamanı” ifadesini kullandı. Wilders da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda PVV’nin Avrupa’nın Vatanseverleri oluşumuna dahil olduğunu duyurarak, şunları kaydetti:
“Biz PVV vatanseverleriyiz, güçlü ve egemen ulusumuzu seviyoruz. Yasa dışı göçe karşı direniyoruz. Barış ile özgürlüğü savunuyoruz ve Ukrayna’yı destekliyoruz. Yahudi-Hıristiyan mirasımızı ve ailelerimizi koruyoruz”
Söz konusu partilerin katılmasıyla Avrupa’nın Vatanseverleri, AP’de siyasi grup kurmak için en az 7 ülkeden üye şartını sağlamış oldu. Orban’ın yeni grubun kurulduğuna dair resmi duyuruyu yarın yapması bekleniyor. Son yapılan AP seçimlerinde aşırı sağın güçlenmesinin ardından siyasi partiler arası ittifaklar da şekillenmeye başlamıştı. Avusturya’nın başkenti Viyana’da, 30 Haziran’da bir araya gelen aşırı sağcı ve AB karşıtı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), Macar Yurttaş Birliği (Fidesz) ve Çekya’daki Gayrimemnun Vatandaşlar Hareketi (ANO) partilerinin temsilcileri, AP’de “Avrupa’nın Vatanseverleri” (Patriots for Europe) adını verdikleri ittifak kurduğunu duyurmuştu.
Aşırı muhafazakar İspanyol Vox ve Portekizli Chega partileri de ittifaka katıldığını açıklamıştı. AP’de mevcut aşırı sağcı grup Kimlik ve Demokrasi’nin (ID) çatısındaki Fransız Marine Le Pen başkanlığındaki Ulusal Birlik (RN), henüz hiçbir siyasi grubun mensubu olmayan Almanya İçin Alternatif (AfD) ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni liderliğindeki Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler (ECR) mensubu İtalyan Lega partilerinin ittifaka katılacak potansiyel adaylar olduğu düşünülüyor. Kurduğu ittifakı tanıtan Macar lider, “Çok yakında Avrupa’nın en büyük grubu olacağına inandığım bir siyasi oluşum yaratıyoruz. Bu birkaç gün içinde gerçekleşecek” ifadelerini kullanmıştı.
FPÖ lideri Kickl, “Avrupa siyaseti için tarihi bir an yaşandığını” ifade ederek, bu üç partinin oluşturduğu ittifakı tanıtmak üzere bu toplantıyı gerçekleştirdiklerini belirtti ve kendileriyle aynı görüşteki diğer partilere de bu oluşuma katılmaları çağrısında bulundu. Kickl, amaçlarının Avrupa Birliği’ni (AB) dağıtmak ya da parçalamak olmadığını ifade ederek Avrupa’nın süper devlete dönüştürülmeye çalışıldığını, üye ülke halkları tarafından yetki verilen parlamentoların değersizleştirildiğini, egemenlik ve kendi kaderini belirleme gibi ifadelerin boş sözlere dönüştüğünü vurguladı. Kickl, kurdukları ittifakla bu yaklaşıma karşı çıkacaklarını, yetkinin “Brüksel’den alınıp yeniden egemen üye ülkelere verilmesi” için çalışacaklarını söyledi.